18 Aralık 2010 Cumartesi

...isyanlardayım yine...


Hafta sonu geldi ya...
Beni sardı yine aynı sebebsiz sevinç...
İçim içime sığmıyor sanki...
Cumartesi günleri...
Saat ikiyi gösterdi mi...
Başlıyor özgür saatler...
Her ne kadar hepi topu 43 saat sürsede...
Ve bu 43 saatin 20 saati uykuyla geçsede...
Benim işte...Bana ait neticede...
Kimse tarafından satın alınamamış saatlerim bunlar...

Kendime kızıyorum bazen neden sevmiyorsun çalışmayı diye...
Ama masabaşı iş işte,ne kadar sevilebilir ki...
Hele hergün aynı işleri yapmak...
Körelmek için bire bir değil mi?

Sonra hayaller kuruyorum bol bol...
Kızıyorum kendime yine...
Cesaretsizsin işte diye...
Madem ki mutlu değilsin...
Madem hayallerin bu hayat değil...
Belli saatlerle,belli kalıplarla yaşamak değil...
Neden zora sokuyorsun kendini...
Neden akıntının tersine yüzecek gücün yok...

Al işte bir Karavan...
Sığdır bütün hayatını ona...
Ama yaşa...
Dilediğince uçsuz bucaksız...

Her sabaha başka bir iklimle başla mesela...
Her sabaha başka bir mekanda...
Bir sabah denizi gör ilk önce...
Bir sabah köyün köpekleriyle selamlaş...

Ama bağlı kalma işte...

Toplumun seni zorladığı hayatı benimseme...
Çalışmıyorum ben kardeşim de...
Ev sahibi olmak istemiyorum...
Adıma devlet faturalar düzenlesin istemiyorum de...
Feodal bir aile planlamıyorum de...
Aşkımı Belediye Başkanı onaylamasın de...

Ben gönlümce sevmek...
Ben gönlümce gezmek...
Ben gönlümce görmek...
Ben gönlümce yazmak...
Ben gönlümce çalışmak...
Ben gönlümce yaşamak istiyorum de...

Başlıyor ya bu isyanlar hep böyle...
Sonra annemle babam geliyor bir anda gözümün önüne...
Susuyorum yine...
Neyse diyorum...
İyisi mi ben gidip Su faturasını ödeyeyim...

D.D.Y

3 yorum:

deeptone dedi ki...

:)

Kiraz Çekirdeği dedi ki...

Sonunu okuyana kadar ne oluyor dedim sonra annem babam geldi gözümün önüne kısmına gelince rahatladım işte ! :)

cennebazz dedi ki...

=))hep aynı kabulleniş işte...