31 Ocak 2014 Cuma

iyi ki doğdun babişkom...

Canım babam...

Bugün doğum günün...
Senin bize armağan edildiğin gün...
...
Sensiz geçen 306. gün...

Hasretinden, özleminden ölmek üzereyim...
İçimden geçen, boğazımdan geçemeyen,
Milyonlarca cümlem var...
Sana olan minnettarlığım...
sevgim...
hasretim...
ihtiyacım...
acım...

Hele bir de
'keşke'lerim...
'burada olsaydın'larım
'herkeste bir parçacık sen arayış'larım...

İyi ki doğmuşsun babişkom,iyi ki Dünya'nın en harika babası olmuşsun...
İyi ki benim babam olmuşsun...

Sana olan sevgimin, özlemimin kelimelerle karşılığı yok...
Sen nasılsa biliyorsun...

Kızın Nuuguu...




28 Ocak 2014 Salı

babam

Babam ölmeden 2 gün önce yazılıp, taslaklara kaydedilmiş bir kayıt...


29.03.2013
Hayatımda ilk defa yazamıyorum...

Konuşmak istediğim,anlatmak istediğim onca şey varken,kafamı bir türlü toplayıp yazamıyorum...
Düşüncelerim boğazımda düğümleniyor,dillendirmeye çalışmak namümkün görünüyor....
Korkularım,kaygılarım had safhada...
Çocukluğu huzurlu geçmiş bir insan için şu an yaşadıklarım oldukça fazla...
Bugüne kadar hiç bir şeyi kaybetmekten korkmamıştım...Kaybettiğim hiç bir şeyin yasını tutmamıştım...
Yitirdiğim her şeyin yerine mutlaka bir şeyler koymayı başarmış,yoluma kaldığım yerden neşeyle devam edebilmiştim...
Güçlü olduğumu sanırdım...
 Zayıf insanlara acırdım...Her insanın zayıflıklarını izler,onların zayıflıklarından ben nefret eder,yeri geldiğinde en zayıf yanlarından saldırırdım...
hiç bir zayıf noktam yok sanırdım...
Bencildim...
Tektim...
Tek tabancaydım...Öyle yaşayabilirim sanırdım...

Bugün aynaya bakıyorum...dimdik duran bacaklarım titriyor...

güçlü olan ben değilmişim oysa ki...Sandığımın aksine dimdik duran da ben değilmişim...

Ben aslında çok güçlü bir babanın, zavallı çelimsiz kızıymışım...
Ben aslında dimdik durmuyor,dimdik duran bir adama yaslanıyormuşum...

Şimdi o sarsıldıkça,ben sarsılıyorum...

babam

Bu sabah rüyama geldin babam...

Nasıl öptüm,öptüm,kokladım seni...

Nasıl özlemişim...uyanmak istemedim...
Seni bırakmak istemedim...
Hem annemle kardeşimde vardı rüyamda...
Hani deselerdi ki...Bü rüyada kal...Bırak Dünya'yı...
Bırakırdım...
Sonsuza kadar seninle o rüyada kalmaya razıydım...

Babam bu boşluk nasıl dolacak...İçimde kocaman bir boşluk...Hiç bir şey dolduramıyor..Hiç bir şey avutamıyor...

Keşke bizi bu kadar sevmeseymişsin,keşke bu kadar sevdirmeseymişsin...
Bu kadar 'olmazsa olmazımız' olmasaymışsın...

Aldığım her nefes haram gibi...
Yediğim yemekler...
Gittiğim yerler...

Hani bi yerlerde bir şey unutursun,ya da yapman gereken bir şeyi yapmazsında içinde bir huzursuzluk olur ya...İşte öyle bir huzursuzluk hali...
Enteresan bir boşluk var içimde...
hiç bir şey için heyecanlanmıyor,heveslenmiyorum ilk defa...
Kadere boyun eğmeyi öğreniyorum sanki...
Her daim içimde cıvıldayan o kuşlar yok oldu sanki

babam

Babacım...

Zaman geçiyor...
Hafifledi mi acın dersen...
Yok biraz olsun hafiflemiyor...

Özlemin arttıkça daha da dayanılmaz oluyor...

Pijamana sarılıp yatıyorum sen gittiğinden beri...
Hani ilk girdiğin yoğum bakımda parçalayarak kestikleri var ya...
İşte ona...

Gözümün önünde hep hastanedeki hallerin...
Hep o mücadelen...
Hep hayata tutunma isteğin...

Onları hatırladıkça büyüyor içimdeki kızgınlık...

Haksızlık diyorum...

O kahpe hastalığın seni yenmesini sindiremiyorum...

Annemle senin belki minicik de olsa bizim...ailemizin bu mücadelesine,onca duaya,onca emeğe,onca direnmeye...

Çektiğin tüm acılara rağmen hiç gitmeyen gülümsemene...
En karamsar günlerinde bile bize verdiğin morale...
O hep dimdik olan duruşuna...
Hastalığınla dalga geçebilmene...
Hastayken bile bizim için ağlayabilmene...
Hep bizimle eşinle evlatlarınla olma isteğine...
Kusacağını bile bile sırf iyi gelecek diye yiyebildiğin kadar yediğin her lokmaya...
Her gün başka bir yan etkisini çektiğin halde hiç itiraz etmeden aldığın her bir ilaca...
inancımıza
umutlarıma...

babam...

Çok özledim...

Seni düşünmediğim bir tek anım bile yok...
Yediğim her lokma hala haram...
gözümün önünde hep hastane yatağındaki halin...
Elimizden hiçbirşey gelmeyişi...
Önümüzde adım adım erimen...
Haksızlık bu...
İsyan ediyorum evet!

Çok özlüyorum çünkü...
Çok erken...

Yazın iyi olacaksın demiştim sana...
Söz vermiştim...
Sana verip tutamadığım sözlerin yanına sakladım onuda...

İyi olacaktın...
Yazlığa gidecektin...
Havuz başında sen arkdaşlarınla tavla oynayacaktın...
biz hepimiz gözümüzün ucuyla seni takip edecektik yine...
Güneş geliyor mu sana diye...
suyunu içiyor musun diye...
Yoruldun mu diye...

Atışacaktın milletle...
İddialara girecektin...
Güldürecektin bizi hasta halini unutup...

içimde bıraktığın boşluk öylesine büyük ki...
hiçbirşeyle dolduramıyorum yerini...