13 Ekim 2010 Çarşamba

Ekim ayı Kanser ayı...



Ben geçtiğimiz yıl öğrendim ekim ayının kanser ayı olduğunu...Yazık ki ancak başımıza geldiğinde öğrendim...Yazık ki bu iş başımıza gelene kadar bu denli hassasiyet gösteremedim...
İnsanoğlunun yeni yaşam tarzı mı bu kadar uzaklaştırdı bu kadar umursamazlaştırdı bilmiyorum...
Her sabah kendi dertlerimizle uyanıp,her gün kendi mücadelemizle uğraşıp her akşam kendi yorgunluklarımızla uyur hale geldik...Kaçımız biliyoruz yan komşumuzun derdini tasasını...
Nasıl böylesine bencilleşebildik...
Nasıl bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasıncı olduk...
Ben henüz 28 yaşındayım...Ama çocukluk anılarımda çok net bir kare vardır...Komşularımızın bize geldiği annelerimizin sabah kahvesinde dertleştiği çoğu zaman birbirlerinin dertlerine birlikte gözyaşı döktüğü...
Çok net hatırlıyorum aralarında para birleştirdiklerini...
Çok net hatırlıyorum evlenecek kızların çeyiz hazırlıklarının birlikte yapıldığını...
Eşlerini,evlerini,çocuklarından dertlendiklerini,ve bunu tüm dürüstlükleri ve samimimetleriyle paylaştıklarını hatta...
Şimdilerde yan komşumuzu tanımıyoruz.Aç mı tok mu bilmiyoruz.
Çok yakın 3-5 dosttan ailemizden başka kimselere derdimizi dökemiyoruz. Hatta belki de kan kusup kızılcık şerbeti içtik diyoruz...
Nasıl oldu bu yalınlaşma bu yalnızlaşma anlam veremiyorum...
Ama neticede ben de bu düzenin bir parçasıyım artık çok çok üzülsemde...

Bu ay kanser ayı...

Bilir misiniz bu ülkede bir çok kanser hastası mali yetersizlikler nedeniyle tedavi olamıyor...
Bilir misiniz bu ülke vatandaşına hayatı boyunca kullanması gereken bir ilacı muadili olduğunu varsayıp ancak 3 ay reçeteli  karşılıyor...
Bilir miniz bu ülkede bir çok kanser hastası hastanelerden bulaşan enfektif hastalıklar sonucu hayata veda ediyor...
Bilir misiniz bu ülkede devlet hastanelerinde onkoloji servislerinde kemo. alan bağışıklık sistemi altüst olmuş hastalar 6 kişilik koğuşlarda yatıyor...
Bilir misiniz kanserle mücadelede saatler önemliyken bu ülkede kanser hastaları 3 ay mr röntgen tomografi sırası bekliyor...
Bilir misiniz 8.000 dolarlık bir ilacı kullanmanız gerektiğini bilirken artık tek şansınızın bu olduğunu öğrendiğinizde devletin bunu kabul etmeyeceğini gördüğünüzde yaşanan çaresizliği...
Bilir misiniz 8 kür kemo tedavisinin yaklaşık 400.000 TL olduğunu...
Bilir misiniz kemoterapinin ne kadar ızdıraplı olduğunu...
Bilir misiniz bir organınızdan vazgeçminin ne demek olduğunu...
VE bilir misiniz sevdikleriniz bunları yaşarken çaresiz kalmanın ne olduğunu...

Biliyoruz diyoruz ama aslında hiçbirşey bilmiyoruz...
Taa ki hayat bize sarsıcı bir tokatla bunların hepsini birer birer yaşatana kadar...


Dilerim kimseler yaşamaz bu sancılı hastalığı...Dilerim kimseler kaybetmekten böylesine korkmaz sevdiklerini...
Dilerim bu devran değişir...Dilerim tüm kanser hastalarını Allah sevdiklerine bağışlar herbirine acil şifalar verir...

Hayatını kaybetmiş ya da mücadele eden her bir kanser hastası , aile üyesi ya da arkadaşı anısına ve savaşmaya devam edenlerin onurlu mücadelesi adına sevdiğiniz kanserli ya da daha önce bunu yaşamış birisi adına birşeyler yapalım mutlaka...
D.D.Y

1 yorum:

Tinkerbell dedi ki...

İşte o 3-5 dosttan birisin sen benim için...