24 Şubat 2011 Perşembe

cümlelerim bitmedi henüz...

Yokum bir süredir...Aslında buralardaydım...blogları okudum...Kimler ne yapmış ne yazmış öğrendim...Ama yazmak gelmedi içimden ne yorum ne yeni bir gönderi...
Sanırım...
Bazen susup dinlemek gerekiyor hayatı...
Hem kendi ruhumu dinlendirmek adına...
Hemde hayatı daha açık anlayabilmek adına...
Egolardan, hayallerden, ümitlerden ,nefretlerden ve tabiki sevgilerden arınıp...
Bir göz gezdirmek gerekiyor...
Bu sıralar fırsatımda oldu bol bol...
Son yıllarım geçti hep gözümün önünden...
Film şeridi gibi...
İnanılmayacak detaylarıyla...

Arabayla uzun yolculukları hep sevmişimdir...
Çok yüksek olmamak kaydıyla müzik çalar arka fonda...
Önünde bitmek bilmeyen bir yol görünür...
Şeritlerle ayrılmış...
Tercihine bırakılmış...
İnişleri çıkışları olan...
Tehlikeler riskler barındıran...
Hiç beklemediğin bir anda hiç beklenmeyen bir manzara...
Seni büyülercesine...

Hayat gibi değil mi sizcede...

Belki bundandır her yolculukta derin düşüncelere dalmam...
Hayatımın tamamını didik didik etmem...
Kendimi yargılamam...
Geçmişi sorgulamam...

Yakında paylaşacağım bir nedenden ötürü Konya'daydık bu hafta sonu...
Uzun yolculuklar adamı...
Daldı işte derin mevzuulara...

Diyorum ki
Hayat bazen hiç ummadığımız yollara sürüklüyor bizi...
İradeden ne kadar bahsetsek de...
İrademiz dışında değişimlere maruz kalıyor...
Ve biz olağanca gücümüzle bu değişimlere adapte olabilmeye uğraşıyoruz...
Ayakta kalmak adına...
Var olmak adına...
Hayatın düzeni budur belkide...

Demiştim ya işte ben pastacı olma sevdasına kapıldım diye...
Bir sürü eğitimler aldım...
Yüzlerce kişiyle tanıştım bu amaç uğruna...
Dostlar edindim...
Elimi şeker hamuru denen bir malzemeye bulaştırdım...
Sonrası geldi zaten...
Bir tutku misali...

Hayatın bana öğrettiği en büyük ders...
Hayatta hiçbirşeyi çok fazla istememek oldu...
Belki de bu sayede...

Çok istedim küçük bir butik pastane sahibi olmayı...
Tüm şartları zorladım...
Sonunda küçük bana göre çok sevimli bir butik pastaneye sahip oldum...
Adını Cake Make koydum...

Tacir adamların çocukları hep ticaretle uğraşmak ister...
Maaşlı işler onları hiç tatmin etmez...
Belki de genetiktir...
Tacir olma genleri vardır kim bilir...
Bize de babamızdan geçivermiş işte bu gen...

Ticaret tutku ister...
Cesaret ister...
Aldığın risklerin hakkını vermeni ister...
Geceleri uykunu kaçırmayı sever...
Kepenkleri indirip evine gittiğinde de kafanı kurcalamak ister...
Tilkileri hiç rahat vermez...
Dolanır durur kafanda...
Her yiğidin harcı değildir tacir olabilmek...

Bende gençliğin verdiği bitmez tükenmez cesaret ile başladım ticaret yapmaya...
Evliydim o ara...
Destek olacağını umduğum biri de vardı hayatımda...
Büyük bir neşe içinde açmıştım dükkanımın kapılarını...
Her sabah büyük bir keyifle paspas yapıyor...
Mutfağa çıkıyor...
Malzemeleri hazırlıyor...
Çalışmaya başlıyordum...
Yüzlerce insanın en mutlu günlerine şahit oldum...
Birlikte oturup hayal ettik pastaları...

Henüz para kazanamıyordum...
Aldığım krediyi girdiğim borçları kapatmaya uğraşıyordum...
Pasta işi bu...
Kutlama işi...
Gün gelir pazartesiden cumaya oturursun...
Cuma günü ardı ardına sipariş gelir...
Tek başımaydım...
Yetişemiyordum...
Haftanın üç günü sabahlara kadar çalışıyordum...
Sabaha karşı o dükkanın kepenklerini tek başıma indiriyordum...
Destek olacağını umduğum...
Evet derken iyi günden kötü günden bahsettiğim adam...
Yanımda durmak yerine karşıma geçmeyi seçmişti...
Her akşam kavga gürültü...

Hayatımın en zor dönemlerini yaşadım o dükkan açık kaldığı sürece...
Hayatta tek başına olduğumuzun farkına vardım...
Etrafındaki tüm kalabalıklara rağmen...
Mücadelenin tek başına olduğunu anladım...
Henüz 26 yaşındaydım...

Sadeleşmeye karar verdim bir gece de...
Ayrılmaya karar verdim...
Zor bi süreç...
Yıpratıcı...
Yaralarım hala durur belki de...
Ben artık görmezden gelsemde...

Boşanma kararıyla birlikte...
Yitirme süreci başlamış oldu hayatımda...
Ailemin yanına dönmeyi gururuma yediremedim...
Boşandığım adam kendi kazandıklarıma dahi ortak olunca...
Daha fazla direnemedim...
Ve çok sevdiğim Cake Make'den vazgeçtim...

Zordu vedalaşmak...
Çok zor...

4 yorum:

Tinkerbell dedi ki...

Acılıştada kapanıştada,kalan zor sürectede hep senleydım...Hep seninle olmayada devam edicem:)şeker hamurunu elımde tutmayı bıle beceremesemde,herseferınde senden azar işitsemde:)Şekerin bana kazandırdıgı bir dostsun:)

cennebazz dedi ki...

seninle ne anılarımız oldu cake make'de=)ne çok güldük ne çok ağladık=))ağlarkan aniden kahkahalara boğulduk=)sen can dostumsun benim=)veda etmek ne kadar acıttıysa da canımı bugün hala cake make in anıları gülümsetmeye yeter yüzümü=))iyi ki varsın sen=)iyi ki çikolataya bulanmış bir dostluğumuz var =))

Adsız dedi ki...

yorumu anca okudum...ne demek istediğini yazında anladım..aramızda 10 yıl fark var...ama baktığımda gördüğüm o güvensizlik yitirmişlik....vazgeçip tekrar hayata sarılmaların bendede var...çok istedim kendime ait bi butik olmasını belkide benimde başıma gelicek bunca şey..belki bende istememeliyim bu kadar çok..diretmemeliyim...yeri geldiğinde vazgeçmeyi öğrenmeliyim bende...şimdi yavaş yavaş anlıyorum seni....

deeptone dedi ki...

ya evet çok yoksun ortalarda.
bu yazdıkların hepsi gerçek di mi.
etkileyici.

ben de diyordum artık yazılarımı okumuyor, sesi çıkmıyor.