10 Şubat 2011 Perşembe

...Çocukluğumdur hala yüzümü güldüren...


Bugün facebook da bir ileti okudum...

"Tüm çocuklara sıkı sıkıya tembih etmek lazım.
Özlenmeye değer bir çocukluk yaşamasınlar diye.
Büyüyünce o günlere dönmeyi isteme aciziyeti fazla acıtıyor çünkü"


Çok etkilendim...

Çoğu zaman hissettiğim aciziyet belki de budur dedim kendi kendime...Farkında olmadan özlediğim çocukluğum...Ruhumun hep aradığı o katışıksız huzur...Ardımda bıraktığım çocukluğumda gizli...
Kendimi hep şanslı nitelendirdim...
Yaşadığım çocukluktan ötürü...

İstanbul'un güzel bir semtinde...
Mutlu bir aile içinde...
Yokluk görmeden...
Kavgasız gürültüsüz...
Huzurlu bir çocukluk...
Hemde gerçek bir çocuk gibi...

Hani şimdilerde göremediğimiz sokakta büyüyen çocuklardan...

Göztepe'de büyüdüm ben...
Mahallesinin tam ortasında az işleyen bir caddeye çıkan büyük bir meydan vardı. Belki de o zamanlar İstanbul'da bu kadar fazla araba olmadığındandı...
Dört apartman vardı o alanın etrafında...
Orasıydı işte bizim mahalle...

O dört apartmanın çocukları hep o alanda oynardık. Her apartmanın kendi bahçeside vardı. Küsüşür birbirimizi bahçelerimize sokmazdık zaman zaman.
Ama o alan...
Orası kurtarılmış bölge...
Kimse karışamaz girme! diye...
Tüm küsüşmeler orada başlar yine orada biterdi...
Başka mahalle çocukları ancak iznimizle girerdi...
Kızlı erkekli oynardık taa ortaokul sona kadar...
Bizim zamanımızda o yaşlarda flört edilmezdi...
Ondandı belki de...
14 15 yaşına kadar birlikte futbol oynayabildik,bisikletlerle yakalamaç oynayabildik,ağaçlara tırmandık,kukalı saklambaç oynadık.
Aşık olurduk elbet...
Ama hep platonik...

Ve hepimizin anneleri arkadaş,babalar akşam geldimi oyunumuza dahil olacak kadar genç...

Yaz tatili başladı mı bize...
Sabah kalkardık...
Gözümüzü açar açmaz sokak diye kudurmaya başlardık.
Nasıl zabt etsin bizi anneler...
Çaresiz izin verirlerdi...
Sabah atardık kendimizi sokağa...
Akşam babalar gelip bizi toplayana kadar...
Öğle sıcağında anne bi yerde yakalayıp eve sokabilirse çocuğu ne ala...

Ama bizi hiç güneş çarpmadı...
Soğuk hiç hasta etmedi...
Taş çekmedi...
Ağaçlardan düştük kollarımızı bacaklarımı kırdık...
Kafalarımızı yardık...
Bacaklarımızı yaraladık...
Ama hep çok eğlendik...
Bolca güldük...
Bolca kahkaha attık...

Acıkınca eve gitmeye gerek duymadık.
İstanbul Göztepe'de meyve ağaçlarından beslendik...
Kimimizin bahçesinde kiraz elma kimisinde dut incir...
Mecburduk elbet paylaşmaya...
Paylaşmayı öğrendik...
Oracıkta sokakta...

Ben;

Bisiklete binmeyi öğrendim orada,dizlerimi kanata kanata...
Zincir takmayı sonra,parmakları sıkıştıra sıkıştıra...
Ağaca tırmanmayı,meyve toplamayı...
Olgunlaşmalarını beklemeyi sabırla...
Futbol oynamayı...
Voleybol oynamayı...
Kaykay kullanmayı...
Patenle duvara ağaca çarpmadan durmayı...
Hakkımı aramayı...
Arkadaş bulmayı...
İletişim kurmayı...
Eski kitapları,oyuncakları satmayı...
Kendi kazandığın o paranın kıymetini...
Alın terini...
Kimseyi küçümsememeyi...
Katışıksız sevmeyi...
Dost olabilmeyi...
Hayvan sevmeyi...
Bugün biliyorum dediğim birçokşeyi...

29 yaşındayım şimdi...

O mahalle hala orada biz artık oturmasakta...
O alan oracıkta dört apartmana otoparklık yapmakta...
Ağaçların boynu bükük
Bizim gibi çocuklar aramakta...
Maç yaptığımız kale orada...
Top oynayacak çocuk beklemekte...
Ve biz o mahallenin çocukları nerede...
Herbirimiz şimdi ayrı semtlerde,ayrı şehirlerde...
Ama dostluğumuz hala yüreğimizde...
Hiç kopmadığım kopamayacağım çocukluk arkadaşlarım...
25. yılımıza giriyoruz çok yakında...
25 yıldır iyi ki varsınız yanımda yakınımda =)))

3 yorum:

Tinkerbell dedi ki...

Hayatın en güzel şeyi çocukluk arkadaşlarıdır:))Bende onlarla hala gorusen biri olarak yazdığın herşeyi gülümseyerek okudum..

Adsız dedi ki...

tüylerim diken diken oldu okurken..ben hiç böyle bi çocukluk geçiredim..benim annem dışarı çıkarmazdı beni sokakta oynamam yasaktı..parka bahçeye hep babam götürürdü beni..bisiklet kullanmayı 17 yaşında öğrendim ben..sokakta oynamayı hala bilmem....yokluğuda bildi varlığıda çocukluğumda...öyle pek huzurluda değildi hani..ama işte sen mutlu bi ortamda nasıl öğrendiysen onca şeyi bende bunca huzursuzluk arasında öğrendim...hayatı büyümeyi..

deeptone dedi ki...

ne güzel geçmiş çocukluğun. şanslı kız :)