17 Şubat 2011 Perşembe

Bu tadilat babaannemi anımsattı bana...

İşyeri karman çorman...
Tadilat var...
Boya yapılıyor...

Çocukluğumdan beri nefret ederim tadilattan...
Bütün odalar muşambayla örtülü...
Buz gibi geliyor bana...

Öyle düzen delisi bir tip de değilim üstelik...
Hatta oldukça dağınık biriyimdir...
Ama nedense hiç sevmiyorum işte bu tadilat işlerini...

Eşyaların üzeri örtüldü mü o mekan buz gibi gelir bana...
Bulunduğum yer yaşıyor hissi vermeli...
Üzeri örtülü eşyalar narkoz almış bir hastayı anımsatıyor...

İşte bu tadilat babaannemi anımsattı bana...

Babaannem çok titizdi benim...
Hatta hastalık derecesinde...
Evdeki tüm koltuklar bembeyaz örtülerle örtülü olurdu her gidişimizde...
Amcamla birlikte yaşardı babaannem...
O ev bana hep çok soğuk gelirdi.
Oturma odalarına sokmazdı bizi mesela...
Misafir odasında ağırlardı mutlaka...
Eğer ev çok kalabalık olur da girersek...
Huzursuzlaşır, ikide bir odaya gelir örtüleri düzeltirdi...
Koltuklara değmeyelim diye...
Kızmadım ona hiç...
Bilirdim bizi sevdiğini ama elinde değil ki...
Eğer o koltuklara değersek biz gittikten sonra bütün koltukları siler yıkar paklardı...
Kıyamazdım ona...
Ayakta dururdum bolca...
Tuvalete de giremezdik yine...
O da kimsenin evinde girmezdi...
Öyle titizdi işte...
Bazen babam kızar söylenirdi...
Böyle yaptığın için getirmiyorum çocukları sana diye...
Ama o da bilirdi...
İsteyerek yapmadığını...
Hastaydı o hastalıktı onun ki...
Babaanneciğim vefat edeli 9 yıl oldu...

Film gibi bir hayat yaşamış...
Belki bir gün torunlarından biri...
Onun hayatını kaleme alır ve kitapçılardaki raflardan birinden elinize ulaşır hayat hikayesi...
İnişlerle çıkışlarla dolu tıpkı bir türk filmi...

Onu hep hüzünlü ve huzursuz hatırlıyorum ne yazık ki...
Öyle çok büyük anılarım yok onunla ilgili...
Hayatım boyunca yalnızca 3 gün birlikte kalmıştık...
Hemde onların evinde...
Henüz 4-5 yaşlarındaydım...
Hiç istemeyerek gitmiştim hatırlıyorum...
Ama çok keyifli 3 gün geçirmiştim...
Hatta bazı anlar var ki hala gözümün önünde...
Amcamın işten geldiğinde bana mutlaka çikolata getirmesi...
Babaannemin elimden tutup beni alışverişe götürmesi...
Tüm esnafa gururla beni anlatması...
Saçlarımı taraması...
Akşam yemekleri...
Sabahları öperek uyandırması...
Yazık ki 20 yıllık birliktelikte yalnızca bu anılar var yaşanmış olan...
Ama..

Babaannem bizi severdi eminim...
Göstermeyi pek bilmese de...
Severdi...
Ben de onu severdim pek sokulamasamda...

Beni tüm aile babaanneme benzetir fiziksel olarak...
Gözlerimi özellikle...
Ama herkes hepbirağızdan kaderi benzemesin der...
Ne acı...

Huzur içinde yat babaannem...
Bu hayatta bir türlü bulamadığın huzura dilerim orada kavuşmuşsundur...
Bak bu soğuk şubat günü...
İşyerindeki bir tadilat...
Seni anımsattı bana...
Seninle yaşadığımız kısacık anıları...

5 yorum:

Driftwood art dedi ki...

çok güzell;öykü tadında bir yazı.

cennebazz dedi ki...

çok teşekkür ederim...

GÜL'ÜMSE dedi ki...

Okurken çok duygulandım..babaannem aklıma geldi..içim sızladı birden..eski insanlar bir başkaydı..allah rahmet eylesin..

Adsız dedi ki...

bugün aradı babaannem soğuk konuştum onunla niye bilmiyorum...kızgındım ona..bağırmak bunu bize neden yaptın demek istedim..sustum onun yerine..susarak belli ettim kızgınlığımı oğlu bile affetmişken onu ben yapamadım..biliyorum pişman olucam bi gün bu durumdan...ama o zamana kada aklımı başıma getirmem gerek...senin zamanlamana hayranım doğrusu..şu köpek mevzunu konuştuktan sonra buldum efemi..pek sevindim.bugünde bu telefon konuşması...empati kuruyosun dimi yazarken doğru söyle ;)

Paris in Me :) dedi ki...

en azından senin babaannenle yaşadığın kısacıkta olsa anıların var aklında, şanslı say bence kendini..
nur içinde yatsın..