1 Temmuz 2011 Cuma

Kanserle yaşamak...

Öyle enteresan bir mücadele içindeyiz ki sevgili blog...

İnsan kendi hücreleriyle savaşır mı,kendi bedeniyle...
Savaşırmış...
Öğrendik...
İtinayla öğretti bize bu illet...

Dün gibi kanseri ailemize kabul edişimiz...

Halbuki koskoca üç yıl olmuş...Ailemize yeni katılmış, hani şu tüm ilgiyi üzerine çeken tekne kazıntısı ,sonuncu aile bireyleri gibi...Tüm hayatımız artık onun üzerine kurulu...

Artık ailemizin son ferdi Bay Kanser...

Evimizde en çok konuşulan konu o...
En çok tartışılan...
Bizi en çok yaralayan...
Zaman zaman zayıf bırakan...

Babam yine hastaneye yattı...Bu defa da John Hopkins'e...Bir yıl kadar temiz kalabildi sevgili babacığım...Bir yıl sonra tekrar daha da hızla gösterdi işte kendini...Şimdi yine babam kendi hücreleri ve kendi bedeniyle savaş içinde...

Bazen kızıyorum kendime...Bu kadar da kabullenmiş olmamalıydık diye...Çevremdekilere anlatırken babamın hastalığını zaman zaman nezleden bahsedercesine hissiz olabildiğimi farkettim...O kadar büyük bir kabulleniş ki bu...Kanıksadığımız kötülüklerden biri işte...

İnsanoğlunun alışma güdülerinden biri belki de...Gün geçtikçe alıştığımızı farkediyorum onunla birlikte yaşamaya...Kemoterapi, transplantasyon, multiple myelom, katater, kortizon, kreatin ve bunun gibi yüzlerce terim artık bizim evimizde ekmek ve su gibi...Ekmek almak gibi bir şey artık babamın kemoya gidişi, evimiz küçük bir klinik gibi kokuyor üç yıldır...Bir dolap dolusu ilaç...Dezenfektan...Annemin deterjanla temizlik yapmasını özlüyorum bazen eve girdiğimde burnuma gelen o deterjan kokusunu...Her şeye alıştı da bünyem "biz" kokan evimizin klinik kokusuna alışamadı işte...

Artık kolonya kokusuna tahammülüm yok mesela...Midemi bulandırıyor,kustururcasına...Babamın hastalığının teşhis edildiği dönemlerde hastaneye gelen ziyaretçileri bol bulamaç kolonyaladığımızdan belki...Artık o koku ket vurmaya çalıştığım hissiyatımı seriyor sere serpe önüme...

İnsanların babamı sorarken yüzlerinde ki o tarifsiz mimiklere gözlerinde ki bakışlara da alışamadım mesela...Hem üzgün,hem acıyarak hem belki içten içe Allah'a sağlıklı oldukları için şükrederek...Bilmiyorlar, belki bize hissettirmemeye çalışıyorlar ama yüzleri gözleri elleri bakışları duruşları tüm düşüncelerini afişe ediyor işte ister istemez...Kızmıyorum kimseye biliyorum ki çok insani...Ama alışamıyorum işte...

Bunca yıl babamdan hayranlıkla bahseden insanların şimdi o bakışlarına alışamıyorum...

Bazen gamsız gamsız karşıma geçip,kendinizi herşeye hazırlayın diyen insanlara da tahammül edemiyorum...Bu okula başlamak, askere gitmek gibi bir hissiyat değil ki hazırlayayım kendimi...Kim en sevdiğine veda etmeye hazırlayabilir ki kendini...Bunun bir hazırlığı olabilir mi...

Hep yaşamaya, hayatta kalmaya ve nefes almaya endeksli insaniyetimi de sevmiyorum bazen...Yalnız kaldığımda,düşünebildiğim her dakika da ondan sonra o gittikten sonra olacakları hesaplamaya çalışan beynimi de sevmiyorum işte...hani bazen hiçbirşey yokmuşçasına bana kahkahalar attıran,sonra aniden Dünya'nın tüm yükünü omuzlarıma yığıveren beynime...

İsyan etmememe neden olan maneviyatıma da tahammül edemiyorum bazen...

Bazen çok kötü olmak istiyorum,çok bencil,çok hırçın...Bana babama bize bunu nasıl yaşatırsın diye bas bas bağırmak istiyorum ama sonra şükredecek milyonlarca şey bulup içimdeki fırtınaları bastırmaya çalışıyorum, beni günden güne yoran,ama aynı zamanda sarıp sarmalayan maneviyatımla mücadeleme tahammül edemiyorum mesela...

İçimde beni ordan oraya savuran fırtınalar var,o fırtınalar bazen kapkara bulutlar getiriyor bazende tüm bulutları savurup sıcacık bir güneş açıyor içimde...

Ve son üç yıl hayat bu döngüyle akıp gidiyor işte...

D.D.Y

8 yorum:

Adsız dedi ki...

5-fu, cisplatin ve pump, hatta 35 iş günü vücudumu yakan radyoterapi, her gün o odaya yalnız girdiğimde aklıma gelen bütün şarkıların sadece nakarat kısımlarını söyleyip o odadan çıkardım. 3dk sürüyordu ve ben şarkı ezberleyemem.

cennebazz dedi ki...

:(( biliyorum sizler için çok daha zor...hasta insan hem kendine bazen kendinden bile çok sevdiklerine üzülüyor...bazen düşünüyorum da babam ve tüm kanser mücadelecileri ne kadar da güçlüler...dilerim hepiniz en kısa zamanda sağlığınıza ve sevdiklerinizle sapasağlam ilaçsız tedavisiz doktorsuz hayatınıza kavuşursunuz...Doya doya uzun uzun mutlu mutlu yaşarsınız...
Sevgiler...

Adsız dedi ki...

Ben 6 ay ömrüm kalmasına rağmen iyileştim ama hiçbir zaman hasta olduğumu düşünmedim, çok zordu tabii ama ailem unutturuyordu.
Allah bütün hastalara şifa ve yakınlarına da sabır versin.

cennebazz dedi ki...

çok çok sevindim...çok geçmiş olsun...inşallah bundan sonra nezle bile olmazsınız...Amin... Allah bütün hastalara şifa versin...

deeptone dedi ki...

ya geçmiş olsun ya.
:)

........ dedi ki...

umudunu kesme.kader deme sakın.onu yenebilirsin.

kader tuhaf bişeydir, ilerde neyin ne olacağını asla tahmin edemezsin ama yüreğini ve zihnini yeniliklere açık tutarsan günün birinde kaderinde yazılanları gerçekleştirebilirsin..

sevgiyle kal,

Adsız dedi ki...

bunu bana neden yapıyosun bilmiyorum ama her okuduğum yazının bu kadar içime oturmasına şaşırıyorum yaşadığın şeyleri anlıyorum biliyorum ve hissediyorum aylardır uzağım buralardan gelir gelmez seni açtım işte yazın ben ve son 30 dakikadır birlikteyiz vücudumun her zerreinde hissettim ben onu ölüm korkuunu yalnız kalmayı onsuz nasıl yaşanırı düşünmeyi ha ben bağırdım babama ondan nefret ettiğimi söyledim hatta vurdumda ama o sadece sarıp sarmaladı beni...bu yorumu sana babamın yanından yazıyorum ilaç alıp uyudu bende başında nöbetteyim sabah beşe kadar burdayım sonra anneme devredicem yani ben seni anlıyorum ve yaşıyorum allah banada sanada güç babalarımızada sağlık versin sevgilerimle....sadecebenemel

Adsız dedi ki...

senin atladığın tekşey var babanın hayata bağlılığı ve gücü...3yıl temiz kaldı,şimdi tekrar temizlenecek ve 3yılları saymayı bırakacaksınız artık...gerek kalmayacak çünkü...(NiNo)