12 Temmuz 2011 Salı

FENERBAHÇE(m) !!!

Burda hiç bahsettim mi bilmiyorum ama...
Ben babadan koyu bir fenerbahçe taraftarıyım...
Nadir görülen bir bayan alışkanlığı olarak tüm sezon fenerbahçe maçlarını izlerim...

Hemde büyük bir heyecan ve keyifle...

Evde izlemeyi sevmem çünkü tribün hissiyatını pek severim,hiç tanımadığım insanlarla aynı heyecanı ve sevinci paylaşmak çok keyif verir bana...
Birlik olma,biz olma hissiyatını sonuna kadar hissettirir...
Yıllar önce Denizli maçında yenilip,şampiyonluğu galatasaray'a kaptırdığımızda yanımda oturan hiç tanımadığım çocuğa sarılıp ağlamıştım hiç unutmam :)

Yani uzun lafın kısası klübüne gerçek bir sevgi ve saygı duyan,iyi gününde kötü gününde hep destekleyen bir taraftar olarak,son haftalarda yaşadığımız çirkinlikler oldukça sarsıcı oldu bizim için...

Ben körükörüne inanıp,şike yapılmadı diyenlerden değilim elbette...

Türk futbolunda yıllardan beri süregelen bir durumdur ŞİKE! Ve yalnızca Fenerbahçe yapmamıştır.Tüm spor klüpleri defalarca başvurmuştur çeşitli yollara...Futbolculara teşvik priminden tutun, anadolu takımlarının büyük kulüplere aleni maç satmalarına kadar bunların hepsi yıllar boyu yapılmıştır.

Evet ben;

Şike yoktur” demiyorum; aksine “Yıllardır olan şey niye şimdi ortaya çıkarılıyor” diye soruyorum ve ardından

 “Siyaseten zamanı geldi de ondan” diyorum.

Bu operasyon futbolu temizleme operasyonu değil, Aziz Yıldırım'ı başkanlıktan indirme operasyonudur.

İlk planları 2006 yılında başladı,bütün klüplerin ortaklaşa çalışmasıyla cirkefin dibine batarak engellendi şampiyonluk, amaç Aziz Yıldırım'ın istifa etmesiydi.ama olmadı.taraftarlar ve camia Aziz Yıldırım'a sahip çıktı.

hatta aziz yildirim dusmani Ali Şen bile son dakikada saf degisitirdi.
Aziz Başkana destek veriyorum ayakları yaptı...

100.yıla girilirken(yani 2006'daki kaçan şampiyonluğun ardından Aziz Yıldırım'ı yıkamadıklarını gördükleri zaman)basketbolda en büyük iki klüpten biri olan Ülker kapandı ve Fenerbahçe'ye %100 sponsor olup Fenerbahçe Ülker oldu...

Bir sonraki hamleyi 2008 yılında yaptılar,Hasan Doğan'ı federasyon başkanı yaptılar ama rahmetli oldu planlar yine bozuldu...

Ve 2009 yılı başkanlık seçimlerine gelelim Aziz Yıldırım yine kazandı hemde ezici bir farkla,ama bu sefer yönetim kurulunda iki isim dikkat çekti. Sayın başbakanın kadim dostu Cihan Kamer ve Kadir Topbaş'ın oğlu Hüseyin Topbaş.

Şimdi gelelim bugüne...

Bir pazar sabahı apar topar evinden alındı Aziz Yıldırım...Şike soruşturması kapsamında...Yıllardır demokratik yollarla elde edemedikleri yönetimi Aziz Yıldırım'ın başkanlığını düşürerek elde edebilmek adına...Ortada korkunç bir yandaş medya kirliliği var.Tıpkı Balyoz ve Ergenekon gibi halka gerçek hiçbir belge göstermeden hazırlanmış iddianameler var hemde yine aynı savcı tarafından ZEKERİYA ÖZ.

Bugüne kadar gördüğümüz yalnızca üç kişinin yanyana duran fotoğrafı...bunlardan başka iddiayı geçebilecek belge yok ortada kesinleşmiş bir suç yok ama Aziz Yıldırım'ın sanki cinayetten ya da tecavüzden hüküm giymişçesine medyaya dağıtılmış Emniyette çekilen 3 taraflı portresi var. Amaç belge olmadan kamuoyunu suçluluğa ikna etmek.

İçeride pazarlıklar sürüyordur mutlaka ya gel sen kendi isteğinle bırak o koltuğu ya da biz seve seve alırız mantığı...

He peki bu koltuk neden mi bu kadar değerli çünkü ortada milyon dolarlar değil milyar dolarlarla bahsedilen bir pasta payı var...Türkiye'nin ekonomik olarak en güçlü takımı var...Ortada gözü doymaz bir grup var ortada maalesef yine İmamın Ordusu var.

Sanmayın demek istediğim Aziz Yıldırım sütten çıkmış ak kaşıktır. O da eminim başkanlığı yüksek fenerbahçe sevdası için devam ettirmemektedir. Sorarım size kaçımız biliyorduk Aziz Yıldırım'ı Fenerbahçe başkanı olmadan önce...Evet ortada yine büyük bir pasta ve pastayı paylaşamayan aç insanlar var...

Ama o pastaya gönül vermiş milyonlar var...

100 yıllık bir tarihe yazık değil mi...
90 dk ter döken futbolculara yazık değilmi...
Takımımız uğruna döktüğümüz gözyaşlarına yazık değilmi...

Bu taraftara YAZIK DEĞİL Mİ?

D.D.Y


Hiç yorum yok: