3 Haziran 2011 Cuma

Mim...Vol.686935 diyordum ki...



Tatilden döner dönmez büyük bir iş yüküyle karşılanınca insan,bir hafta kadar kendine gelemiyor elbette...Belki de o rehaveti üzerimizden atamadığımızdandır kim bilir?
Bende daha yeni yeni kendime ve elbette bloga zaman ayırabilmeye başladım,şehir gürültüsüne,telaşına trafiğine adapte olduktan sonra arkası çorap söküğü gibi geliyor ne de olsa...

Ben gittikten sonra sevgili Mia mimlemiş beni...

Mim konusu:

Ben küçükken...... sanırdım...

Zamanlama harika olmuş gerçekten çünkü bu hafta benim doğum günümün olduğu hafta...1 haziran 1982 doğumlu ben bu yıl yirmili yaşlara veda etmeye hazırlanıyorum...Oldukça etkiledi beni ne yalan söyleyeyim...Yirmili yaşlarımın bitecek olması enteresan bir şekilde bende geç kalmışlık hissi uyandırdı...Sanki gençliğime veda ediyorum,artık orta yaşlı bir insan oluyorum ve zavallı gençliğimi de harap bitap edip ardımda bırakıyorum gibi bir hissiyat...Geriye dönüp düşünüyorum sık sık...29 yılı nasıl yaşadın ey! fani diye...
Ve bir de bakıyorum ki elle tutulur tek bir şey yok ortada...
Okumuşum yalnızca,elimden geldiğince eğitmişim biraz da kendimi...Dostlar edinmişim ama bolca,bir iş sahibi olabilmişim ama hala evli ve çocuklu olmayı başaramamışım...
Anneme bakıyorum da benim yaşımda iki çocuk sahibi bir kadındı kendisi,hemde çocuklarından biri 9 biri 4 yaşında...Bense bir kediyi bile beslemeyi başaramayıp,hayvanı firar ettirmiş bir genç bozması...

Kızıyorum bunları düşündükçe kendime,yeni düzene,sisteme belki biraz da talihime...Anne olmuş olmalıydım ben artık...Hayatımın sonuna kadar birlikte yaşayacağım adamı, kesin ve gönül rahatlığıyla seçmiş olmalıydım ve her gece onunla uyumalı her sabaha onunla başlamalıydım... Anneler gününde ben de bir çiçek almalı,babalar gününde eşime çocuklarımla süprizler hazırlamalıydım...Çocukları uyutup,şöyle loş bir ışıkta ılık ılık çalan en romantik şarkılarla eşimle şarap içebilmenin hazzını yaşamış olmalıydım...Bende tüm kadınlar gibi "yetişemiyorum anacım" tarzı cümleler kuruyor olmalıydım...Hafif modern bir Türk kadını olmalıydım...Ne biliyim şöyle çocukları öğle uykusuna yatırıp,elime en sevdiğim kitabı alıp,her an uyanacaklar telaşı içinde bi nefeste kitap okumaya falan çalışmalıydım...Canım babamın kucağında torunlarıyla oynarken onun gözünde parlayan o ışıkları görüp,dünyanın en mutlu evladı olmalıydım...

Şimdi bakıyorum da kendime...Hep başarılı saydığım şahsiyetimin gerçek başarılardan ne kadar da uzak kaldığını görür gibiyim...Üniversiteyi kazanıp,bitirmeyi başarmış olabilirim,iş hayatına atılıp üst düzey yönetici vasfını da kazanmış olabilirim,kendi evimin sahibi olmuş,tek başıma bir hayat kurmuş gönlümce yaşayabilmeyi de başarmış olabilirim...
Ama anne ve babasına hala bir torun verebilmeyi başaramamış,hayatını gerçek bir düzene oturtamamış,sol tarafı annelik,ev hanımlığı falan derdindeyken, sağ tarafı şehirli modern kadın olmalıyım havalarından arınamamış,kendi içinde yaşadığı bu ikilem neticesinde hayatına giren tüm erkekleri serseme çevirmeyi oldukça iyi başarmış...Gel gitlerinden yorulmamış,burnunun dikine gitmekten asla vazgeçememiş, anne sözü falan dinlemeyi hala öğrenememiş, bu benim hayatım kardeşim triplerinden kendini sıyıramamış ve dolayısıyla da vicdanıyla bir türlü barışamamış bir kişiliğim...

E napıyim...

Ben böyleyim :)))

ps.  mia'cım bu iç hesaplaşma süreci sonrasında mim yanıtım maalesef yarına kaldı=)beni mazur görmeni diler herkese selamlar ederim efenim =))

1 yorum:

deeptone dedi ki...

mimin var bende.