8 Ağustos 2011 Pazartesi

Bağnazlık...



Farkettim de artık gazete okumaya haberleri izlemeye tahammülüm kalmadı...

Gerçekten sinirden ellerimin titrediğini,çaresizlikten boğazımın düğümlendiğini hissediyorum...Göz görmeyince gönül katlanıyor mu peki...Elbette hayır...

Hem görmemek de pek mümkün değil ki...

Sokağa çıktığımda görüyorum,radyo dinlerken kulak misafiri oluyorum,maillerimi kontrol ederken haberdar oluyorum...

Bilmek istemesemde biliyorum...

Türkiye'nin günden güne bağnazlaşmasını...
Ve bunun adının demokratikleşme olarak önümüze sunulmasını...

Üzülüyorum...Gerçekten yüreğimin derinlerinde hissediyorum bu üzüntüyü...Kafa yoruyorum ne yapabiliriz diye...Zira tek başıma bir şey gelmiyor elimden...

Çevremde kendini entellektüel sayan,hani bu okumuş etmiş dediklerimiz,kimse işin ciddiyetinde değil...Herkes de aynı rahatlık korkmayın canım burası İran değil teraneleri...

Evet burası İran değil,ama olmayacağının garantisi yok...

İran tarihini incelediğimizde bizden çok daha modern bir toplumun kararma sürecini görüyoruz...Açıkça...

Ve yine aynı kandırılma süreci ile...

Demokratikleşme...


Muhafazakarlık korkutucu bir hızla yayıldı Türk toplumuna; sanki bunca yıldır kimse ibadet etmiyormuşcasına bir gösterişli ibadet örnekleri...

Sanki bir seremoni...

Sultanhahmet'e gittik cumartesi günü...İnsanlar cami avlularında yatıp kalkıyor tüm ramazan boyunca...Orada iftar açıyor sanki evinde açsa sevap değilmiş gibi...Gösteriş yapmak moda oldu Türk İslamcılarında...

Başımız açık,askılı elbise ile dolaşırken  kınama dolu bakışlara maruz kaldık Sultanahmet Meydanında...Kara çarşaflı kadınlar bu bölge bizim dercesine cüretkar...
Nefret dolu bakışlar...Hissetmemek mümkün değil...Hani orada düşüp kalsak biri de su vermez eminim...Ama camide iftar açarak Allah'a çok yaklaştılar...Korkutucu...

Geçenlerde televizyon izliyorum Yerden Göğe diye bir program üç sunucusu olan ,konuklar davet eden bir tartışma programı işte...Sunuculardan Berna Laçin'i severim bir tek...Nerede durduğunu korkmadan ifade edebilen nadir televizyonculardandır kendisi...Okan Bayülgen gibi...Henüz sindirilememiş olanlardan...Rasim Ozan Kütahyalı'dan hoşlanmam hatta hiç hazetmem ,nerede olduğu nerede durduğu pek belli olmayan...Hükümete yakın...Sindirilmiş...Ağzına doladığı çoğu kanıtsız örnekler ile bağırarak karşısındakine fikrini kabul ettirebileceğine inanan...Recep Tayyip Erdoğan gibi hafif Kabadayı...diğer bayan Funda Özkalyoncu açıkçası kendisini pek tanımam Cem Ceminay ile radyo programcılığı yapmış bir bayan...Programda izlediğim kadarıyla yorumları tutarsız,kadın erkek ilişkilerine aklını takmış,ahlakçı gibi davranan enteresan bir tip...Yorumsuz...

Bu üç zat geçen hafta ki programlarında; Sibel Üresin diye çok eşliliğin yasallaştırılması fikrini ortaya atan sivri zeka kadın ve Kadın dövmenin faydaları adlı bir eser  sahibi psikiyatr Hamdi Kalyoncu 'u konuk ettiler...Elbette yüksek sesli bir program oldu...Televizyon başında saçlarımı yoldum hırsımdan... Fütursuzlukları,pişkinlikleri karşısında bu iki konuğun...Ve bu iki konuğun ortaya attıkları insanlık dışı ve anayasaya aykırı fikirlerini kutsal kitabımız Kuran-ı Kerim'i kullanarak savunmaları...

Berna Laçin'in itirazlarına hemen o zaman siz Kuran-ı Kerim'e inanmıyorsunuz diyerek,tehditkar tavırlar içine girmeleri,
Kalyoncu denilen adamın Berna Laçin'e "seni kim alsın" tarzında belden aşağı konuşmaları...
Erkeksiz bir kadının kurak topraklara benzetilmesi...
Hiçbir istatistiksel değeri ve kanıtı olmayan yüzdeler ile toplumsal tespitleri...
Ağızlarına dolakdıkları Laik ve İslami kesim ayrımları...
Kalyoncu'nun aleni bir biçimde gördük sizin anayasanızı,göreceksiniz siz anayasayı gibi tehditkar ve cüretkar açıklamaları...
Bunun karşılığında Rasim Kütahyalı'nın 82 anayasasına saygısızlığı...

İzlemek,dayanmak oldukça güçtü benim için,küfürler savurarak izledim tüm programı...

Laik kesim nedir İslami Kesim nedir...Bu iki kesim birbirinden farklı mıdır...Laik kesim müslüman değil midir...Din ve devlet işlerinin ayrı tutulması,dinsizlik midir...Bu ayrımı yapmak kimin haddinedir...Laik kesimi dinsizleştirme çabaları İslami kesimi daha inaçlı gösterebilmekte midir?

Peki bu adamlarda ki cesaret nedir,nereden gelmektedir...

İşte işin korkutucu kısmı tam da burada başlamaktadır...bu adamların sızmadıkları yer kalmamıştır Gülen okullarında yetiştirilen bağnaz müslümanlar bugün ortalığa saçılmışlardır...Hukuk,medya,meclis,polis ve şimdi yeni Genelkurmay başkanı ile birlikte Yüce Türk Ordusu bu adamların eline geçmiştir...Ve onların oyuncağı haline getirilmiştir...

Bu iş ciddidir...Ciddiye alınmalıdır...Artık reel bir hareket başlamalıdır...Başlatılmalıdır...
Yoksa günün birinde Geç olacaktır !!!

2 yorum:

DOREMİ dedi ki...

İzlememek en iyisi..Kütahyalı hiç sevmediğim birisi...son günlerde popüler olmaya çalışan bir zavallı da Üresin..yani çok şey kaybetmeyiz bunları izlemediğimizde..

Melange dedi ki...

bu tip insanlarin tv programlarina cikartilmalarini da anliyamiyorum ben,cünkü daha basindan bu denli düzeysiz bir konusma ortami yaratacaklari asikar, rating amacli programlar olarak görüyorum, onlara sagladigi reklam haricinde kimseye getirisi olmayan.
evet, durum ciddi, hem de cok, üstelik "günün biri" de yakin gözüküyor artik..