26 Aralık 2014 Cuma

Canım Babam...

Ölümü kabullenmek zor...
Hele senin ölümünü...

Hani ölüm en çok kime yakışmaz deseler...
Seni söylerdim...

Çünkü 32 yıllık hayatımda,senin kadar yaşamasını bilen,yaşamasını seven insan tanımadım...

Öyle titizlikle,öyle incelikle ilmek ilmek yaşayan senden başkasını görmedim...

Sanki erkenden veda edeceğini biliyormuşcasına...
Yaşadığı her andan keyif alan sen...

Sabahları erkenden uyanan,
Üşenmek kelimesinin anlamını bilmeden yaşayan sen...
Her an her durumda gülümseyebilen
Hayatının en acı günlerini gülümseyerek anabilen...
Çektiğin o dayanılmaz acıları gülümseyerek sırtlayabilen sen...

Bize usanmadan erken uyandırmayı aşılamaya çalışan sen...
Ölünce uyuyacağız bol bol,uyuyarak harcamayın ömrünüzü diyen sen...

Hani uyuyorsun ya tam 634 gündür...
Kanıma dokunuyor...Bilesin...


14 Kasım 2014 Cuma

Özledim...
Tek bir kelime,milyonlarca acı...
İçimde büyüttüğüm özlem şu bedenime sığmaz oldu be babam...
Hemde henüz iki yıl bile olmamışken...
Zamanla geçer dediler...geçmedi...
Büyüdükçe büyüdü büyüklüğü gün geldi beni yerle bir etti...
Bazen nefes almak zulüm...
Bazen gülmek en büyük acı...
Seni anmadığım,anmadığımız tek bir gün bile yok...
Bir insan hep mi gülümsenerek hatırlanır...
Bir insan hep mi iyi anılır...

Sanma ki yalnızca biz...
Seni tanıyan,hayatına dokunduğun her insan...

Her an aklımda her an yüreğimdesin...

28 Ağustos 2014 Perşembe

Kendi gibi kitabı da Sade Ve Derin...





Bazen kendinle bile konuşamazsın...
Ama biri gelir tek bir cümlesiyle sana umut olur,güç olur...
Bugün uzun zamandır uğramadığım bloğuma bir bakayım dedim,eski bir dosttan deep tone sade ve derin dan samimi bir merhaba,samimi bir merak belki birazcık endişe ile karşılaştım...Güzel bir müjde ,günümü güzelleştirdi,umut oldu ,ışık oldu ,güç oldu...
Hayallerinden vazgeçme dedi... Açık açık demese de...
Verdiği müjde ile bana o gücü verdi...

Kitap yazmış blog arkadaşım, emeklerinin karşılığını almış,
Çabalamanın ,emek vermenin,inanmanın tatlı ve haklı mutluluğunu,huzurunu yaşıyor...
Dolaylı yollardan bizlere de yaşatıyor...
Kitabın siparişini verdim hemen...
Henüz elime geçmedi,okumadım...
Ama yürekten inanıyorum bir çırpıda keyifle okuyacağım...
Eline yüreğine kalemine klavyene inancına hayal gücüne sağlık arkadaşım...
Hayat sana dilediklerini vermeye devam etsin...

18 Nisan 2014 Cuma

Biliyorum hayat yeniler kendini...

Hayat felsefesi edinmiştim, şarkı içinde geçen cümleyi ilk duyduğumda...
Biliyorum...Hayat yeniler kendini...diyordu...Düş sokağı sakinleri...

Üniversitedeydim henüz şarkıyı ilk dinlediğimde, hayatımın ilk adımlarını atıyordum, paytak paytak...
Ve bilmiyordum, yaşanacak ileriki yıllarda hayatın bana öğreteceği tek gerçeğin, o gün dinlediğim şarkının sözü olduğunu...

Yıllarca gördüm...
Hayatın kendini yenileyişini...
Ve benim bazen mecburen, bazen isteyerek hayatın peşinden gidişimi...

Günlerim babacığımın ardından ağlayarak geçerken, onun yokluğuna bir türlü alışamazken, yaşam enerjimi günden günden kaybederken hayat yeniledi yine kendini...

Yine mecburen peşine taktı beni, yeni bir mücadelenin içine atıverdi...

Sevgili bebeğim ile başlayan cümleler kurabilecek kadar duygusal değilim henüz...
Zaten hali hazırda bir bebek de yok henüz...

Bebek yapalım dedik...

Mücadelesiz olur mu...Olmaz elbet...
Hayatta ne sana hediye edildi ki...
Annen ve babandan başka...

Yeni nesil her çift gibi,planı programı yaptık,önden folik asitlere başladık,korunmayı bıraktık,ve gelecek miniği beklemeye başladık...

Bekledik bekledik bekledik...

Fakat teşrif eden yoktu...

Bu süreçte doktora gidiyorum ve doktor bana hiçbir sorun olmadığını, bir yılın sonunda korunmasız ilişkiden netice alınmazsa araştıracağını söylerken bana, ben çaktırmadan kendi çapımda yumurta takibimi,kaç mm büyüdüğünü ne zaman çatladığını hesaplayıp, onlarca matematiksel işlem sonucu günden güne duygu yoksunu olmaya başlayan ilişkilerle bebek yapmaya çabalıyordum hala...
Ve sonunda yine doktor önermemesine rağmen eşimden spermiyogram testi yapmasını istedim...Ve işte hayat o gün yine ve yeniden bana mücadele edecek bir şey veriverdi...

Eşimde hareketli sperm sayısı, 1 cc deki sperm sayısı ve total sperm sayısı bırakın normal ilişkiyle,aşılamayla bile hamile kalmama olanak sağlamayacak kadar düşük çıktı...

Tek çare TÜP BEBEK!!!


Düş Sokağı Sakinleri...Biliyorum hayat yeniler kendini...

31 Ocak 2014 Cuma

iyi ki doğdun babişkom...

Canım babam...

Bugün doğum günün...
Senin bize armağan edildiğin gün...
...
Sensiz geçen 306. gün...

Hasretinden, özleminden ölmek üzereyim...
İçimden geçen, boğazımdan geçemeyen,
Milyonlarca cümlem var...
Sana olan minnettarlığım...
sevgim...
hasretim...
ihtiyacım...
acım...

Hele bir de
'keşke'lerim...
'burada olsaydın'larım
'herkeste bir parçacık sen arayış'larım...

İyi ki doğmuşsun babişkom,iyi ki Dünya'nın en harika babası olmuşsun...
İyi ki benim babam olmuşsun...

Sana olan sevgimin, özlemimin kelimelerle karşılığı yok...
Sen nasılsa biliyorsun...

Kızın Nuuguu...




28 Ocak 2014 Salı

babam

Babam ölmeden 2 gün önce yazılıp, taslaklara kaydedilmiş bir kayıt...


29.03.2013
Hayatımda ilk defa yazamıyorum...

Konuşmak istediğim,anlatmak istediğim onca şey varken,kafamı bir türlü toplayıp yazamıyorum...
Düşüncelerim boğazımda düğümleniyor,dillendirmeye çalışmak namümkün görünüyor....
Korkularım,kaygılarım had safhada...
Çocukluğu huzurlu geçmiş bir insan için şu an yaşadıklarım oldukça fazla...
Bugüne kadar hiç bir şeyi kaybetmekten korkmamıştım...Kaybettiğim hiç bir şeyin yasını tutmamıştım...
Yitirdiğim her şeyin yerine mutlaka bir şeyler koymayı başarmış,yoluma kaldığım yerden neşeyle devam edebilmiştim...
Güçlü olduğumu sanırdım...
 Zayıf insanlara acırdım...Her insanın zayıflıklarını izler,onların zayıflıklarından ben nefret eder,yeri geldiğinde en zayıf yanlarından saldırırdım...
hiç bir zayıf noktam yok sanırdım...
Bencildim...
Tektim...
Tek tabancaydım...Öyle yaşayabilirim sanırdım...

Bugün aynaya bakıyorum...dimdik duran bacaklarım titriyor...

güçlü olan ben değilmişim oysa ki...Sandığımın aksine dimdik duran da ben değilmişim...

Ben aslında çok güçlü bir babanın, zavallı çelimsiz kızıymışım...
Ben aslında dimdik durmuyor,dimdik duran bir adama yaslanıyormuşum...

Şimdi o sarsıldıkça,ben sarsılıyorum...

babam

Bu sabah rüyama geldin babam...

Nasıl öptüm,öptüm,kokladım seni...

Nasıl özlemişim...uyanmak istemedim...
Seni bırakmak istemedim...
Hem annemle kardeşimde vardı rüyamda...
Hani deselerdi ki...Bü rüyada kal...Bırak Dünya'yı...
Bırakırdım...
Sonsuza kadar seninle o rüyada kalmaya razıydım...

Babam bu boşluk nasıl dolacak...İçimde kocaman bir boşluk...Hiç bir şey dolduramıyor..Hiç bir şey avutamıyor...

Keşke bizi bu kadar sevmeseymişsin,keşke bu kadar sevdirmeseymişsin...
Bu kadar 'olmazsa olmazımız' olmasaymışsın...

Aldığım her nefes haram gibi...
Yediğim yemekler...
Gittiğim yerler...

Hani bi yerlerde bir şey unutursun,ya da yapman gereken bir şeyi yapmazsında içinde bir huzursuzluk olur ya...İşte öyle bir huzursuzluk hali...